TÖDER dershane ve özel okul temsilcileri, 9-11 Mart tarihlerinde Antalya’da “Dershanelerin Dönüşüm Süreci ve Özel Okullar” başlıklı toplantıda bir araya gelerek dönüşüm sürecini ve bu sürecin eğitim sistemimize yansımalarını konuştu.
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) dershane ve özel okul temsilcileriyle 9-11 Mart tarihlerinde Antalya’da toplandı. “Dershanelerin dönüşüm süreci ve özel okullar” konulu toplantıya Milli Eğitim Bakanlığından yetkililer de katıldı. Ağırlıklı olarak temel lise ve ortaokula dönüşen dershaneler yeni bir okul türü ortaya çıkarıyor. Dönüşüm sürecinin sağlıklı yürümesi, bu okulların kalitesine bağlı. Ayrıca süreç devlet liselerini ve özel okulları da etkileyecek. Toplantıda, dershane ve okul kurucularıyla, sürecin sağlıklı yürümesi için izlenecek yol tartışıldı.
Toplantıya ev sahipliği yapan Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, toplantının iki amacı olduğunu belirterek, birinci amacının dershanelerin kapatılmasıyla başlayan dönüşüm sürecinin sağlıklı biçimde yürümesine katkıda bulunmak olduğunu ifade etti. Dershanelerin kapatılmasıyla başlayan dönüşüm süreci sağlıklı yürütülmezse yozlaşmış bir okul tipi ortaya çıkacağını, ayrıca yarım asırdan fazla muhteşem bir birikime sahip dershanelerin bütün emeklerinin heba olacağını dile getirdi. Taşel, ikinci amacının ise özel okulların dershanelerin dönüşüm sürecinden olumsuz etkilenmemesini sağlamak olduğunu söyledi.
Devlet okullarında sınıfların kalabalık, özel sektörün payının ise yüzde 4’ler mertebesinde olduğunu vurgulayan Taşel, “O zaman bizim temel amacımız belli, devletin eğitimdeki yükünü azaltmak. Çünkü özel sektör, girdiği her yerde kaliteyi ve rekabeti artıran bir sektördür. Bu sürecin sonunda özel sektörün payını %15’lere kadar çıkarabilirsek, bu süreci sağlıklı yürüttüğümüzü söyleyebileceğiz.” dedi.
Açılacak temel liselerin çok kaliteli olması gerektiğini kaydeden Taşel, kalitesiz olan kurumların kesinlikle öğrenci almaması gerektiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: “Temel liseler, akşam liselerinin düştüğü itibarsız konuma düşmemek için özel okula dönüşüm sürecini dört dörtlük yapmalıdır. Bizim gücümüz en zayıf halkanın gücü kadardır. Bir zinciri ne kadar sağlam yaparsanız yapın, bir halkası zayıfsa zincir kopar. Ben yarım asırlık birikime sahip dershanelerimizin bu işi dört dörtlük yapacağından eminim. Bakanlığımızdan tek istediğimiz bize karşı direnç gösterenlere karşı haklarımızı koruması. Biz de onların kurumuyuz, biz de o sistemin bir parçasıyız. Özel öğretim kurumları Türkiye’de, hem milli eğitime bağlı hem de milli eğitimin dışında bir kurum gibi algılandığı sürece bizim başarılı olma şansımız yok.
Geçmişte bunun acı deneyimlerini yaşadık. Bundan sonraki süreçte de bunu yaşamak istemiyoruz.”
ARTI EĞİTİM NİSAN 2015